Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (14) (Nesrin 37 Y., İstanbul)
Saat 12:20 gibi Nazmi'yi arayan Kemal, Nazmi'den havadisleri aldıktan
sonra, bir saat içinde geleceğini söyledi... Bahar'ın sikilmesi beni terletmişti.
Nazmi Bahar'ı sikerken, ben sanki onlardan çok yorulmuştum. İkisini
başbaşa bırakıp banyoya girdim. Banyoda birkaç dakikalık duştan sonra, bornozu giyerek yanlarına
döndüm. İkisi sohbet ederken, ben kurulanıp giyinmeye başladım.
Önce atletimi, sonra badimi, ardından eteği üzerime çektim.
Eteğin altından külot giymemiştim. Turbanımı
bağladıktan sonra karşılarına oturdum. Bahar'ın
keyfine diyecek yoktu, Nazmi'nin iltifatları karşısında
kendinden geçiyordu. Kahkaha sesleri salonda yankılanırken, içimden (Senin
de içinde orospuluk varmış!) diye geçirdim.
Bahar'a verdiğim ilaçlı portakalsuyu daha
etkisini göstermemişti. Bahar bana, "Abla hazırsan gidelim mi?" diye
sordu. Ben de sitem eder gibi, "Kız deli misin, evdekilere ne
dediğimizi unuttun mu? Akşama kadar işimiz bitmez demedik mi?"
diye cevap verince, Bahar bunu tamamen unuttuğunu söyleyip, özür diledi. Bahar'la buraya gelebilmek
için yaptığımız planı Nazmi'ye anlatınca, Nazmi kahkahayı
bastı. Yaptığımız plan hoşuna
gitmişti, "Siz varya... Siz şeytana papucunu ters giydirirsiniz valla!"
dediğinde, hep beraber gülmeye başladık. Bu gülüşmeler uzun
süre devam etti. Nazmi, lavaboya gideceğini söyleyerek ayağa
kalktığında üzerinde sadece boxer vardı. Boxerin altındaki yarrak inmiş
olduğu halde kocaman görünüyordu. O yarrağı yemek için içim
gidiyordu. Nazmi banyoya girince, Bahar'a, "Kız, kocaman yarrağı, o
küçük amına nasıl aldın?" diye takıldım. Bahar da, "Bilmem
ki, hepsini soktu işte!" dedi.
Bahar'ın göz kapakları kapandı
kapanacaklardı, ilaç etkisini göstermeye başlamıştı.
Bahar, "Abla yorgunluktan gözlerim kapanıyor, biraz kestirsem Nazmi'ye
ayıp olur mu?" dedi. Ben de, "Neden ayıp olsun ki kız! Uzan
şuraya biraz, hem akşama daha çok var!" dedim. Bahar üçlü
koltuğa uzandı. Birkaç dakika içinde kendinden
geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı. Bu ufak tefek
kadına bakarken, koca yarrağı alışı, gözlerimin
önünden film şeridi gibi geçti. Tanıdığım
birinin sikilişini görmek, bende hoş bir iz
bırakmıştı. Bahar artık benim için tehlike
arzetmiyordu.
Bahar tatlı tatlı
uyurken, Nazmi banyodan çıktı. "Uyudu mu?" diye sordu. "Evet, uyuyor!" dedim. Nazmi, "Aşkım,
seni unuttuğumu sanma, Kemal gelince beraber grup yaparız, tamam mı?"
dedi. Tamam anlamında başımı sallayıp onay verdim.
Benim de sikilmeye ihtiyacım vardı. Sikişmekten başka birşey
düşünemiyordum. Kemal geldiğinde, hem amım hemde götüm
yarrağa doyacaktı.
Bir ara aklıma eski
yaşantım geldi, (Nerdeen nereye!) diye düşündüm. 15 yıl boyunca
kocama hep sadık kalmıştım. Oysa bir yıldır sikiştiğim
erkeklerin sayısı okadar çoktu ki, bunların tek sorumlusu
internetti. Şayet eve internet almamış olsaydık, ne Nazmi, ne
Kemal, nede diğerleri olacaktı. Bazen pişmanlık duysam
da, aldığım zevkler daha ağır basıyordu. Bütün bu
yaşananlarda kocamın günahı olmasada, bu sırrımı asla
öğrenmemeliydi. Birkaç dakika boyunca eski yaşantıma öyle
dalmışım ki, Nazmi'nin, "Aşkım! Aşkıım!"
diye birkaç kez seslenmesiyle kendime geldim. "Efendim aşkım?"
dediğimde, "Kapının zili çalıyor, Kemal geldi,
açacak mısın kapıyı?" dedi.
Yerimden kalkıp kapıya
yöneldim. Gözetleme deliğinden bakıp kapıyı açtım.
Kemal, "Hayırdır Nesrin hanım, kapıda beklemekten kök
saldım!" dedi. "Kusura bakma Kemal'cığım, bir an
dalmışım işte!" dedim. Kemal, "Misafirimiz evde mi?" diye
sordu. "Evet içerde!" dedim. Kemal, "Bugün çok güzel görünüyorsun!" diyerek,
omuzlarımdan tutup kendine çekti ve dudaklarıma yumuldu. Ateşli
bir şekilde dudaklarımı somururken, ben de aynı
şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. Bir ara nefessiz kalsamda, alt
tarafımın koyverdiğini hissettim. Artık dayanacak gücüm
kalmamıştı. Bir an önce içime girmesini, amımı götümü
sikmesini istiyordum. Elleriyle götümü yoğururken zevkten
inliyordum.
Külot giymediğimi anlayınca,
eteğimi yukarı doğru sıyırdı. Çıplak
kalçalarıma değen elleri içimi yakıyordu. Bir müddet okşadı,
sıktı, yoğurdu kalçalarımı. Elini bacaklarımın
arasına saldığında, "Ooohh!" diye inledim. Amımı
avuçlamıştı, amımın dudaklarını ezmeye,
okşamaya başladı. Öylesine sulanmıştım ki,
avucunun içi amımda sabun gibi kayıyordu. Önce bir
parmağını soktu amıma, sonra iki, daha sonra da üç
parmağıyla git gel yapmaya başladı. Parmaklarıyla
amımı sikerken, ben de boş durmuyordum, kemerini çözmüş,
yarrağını elime almıştım. Kalkmış yarrağını
okşarken, sıcaklığı elimi yakıyordu. Yalvaran
gözlerle, "Sik beni artık, daha fazla dayanamıyorum!" diye
mırıldandım. Boşalmak üzere olduğum için, içime
girmesini istiyordum. Çünkü sikilirken boşalmak bana daha büyük zevk
veriyordu.
Kayganlaşmış olan
parmaklarını zaman zaman arka deliğime sokuyordu. Bu duruma daha
fazla direnemedim ve inanılmaz bir şekilde kasılmaya
başladım. Boşalırken zevkten inliyordum ve "Ooohh! Aahhh! Devam
et! Devam et! Devam et lütfeen!" diye yalvarıyordum. Kemal parmaklarını
hızlı hızlı götüme sokup çıkarmaya başladı.
Bitmiştim. Kasılmalarımın şiddeti yavaş
yavaş azalırken, birkaç saniye sonrada tamamen bitti. Rahatladığımı
anlayınca, elini bacaklarımın arasından çekti. (Neden
sikmedin beni?) der gibi gözlerine bakıyordum. Ne demek istediğimi
anlamış olacak ki, sadece tebessüm etti. Koridorda ayaküstü
yaptığımız bu sevişme epey uzun sürmüştü. O
sırada Nazmi'den ses seda çıkmıyordu. Kemal'in, dudaklarıma
öpücük kondurup, "İçeri geçelim!" demesiyle salona doğru yürüdük.
Salona girdiğimizde gördüklerim
karşısında şok oldum. Nazmi uyuyan Bahar'ı
sikiyordu. Yüzü koyun koltuğa yatırdığı Bahar'ı,
domaltmış, habire pompalıyordu. Bahar'ın belden
yukarısı koltuğun üzerinde, bacakları ise yere değiyordu. O
sırada gözüm koltuğun kenarındaki
kayganlaştırıcı kreme takıldı. (Yoksa,
düşündüğüm şeyi mi yapıyor bu?) diye merak ederek,
yanına yaklaştım. Kocaman yarrağı sonuna kadar sokup
çıkarmasını görünce, Bahar'ı amından siktiğini
düşünerek rahatlamıştım. Nazmi'ye, gülerek, "Aşkım
doymadın mı kızdan!" diye takıldım. Nazmi kendini öyle
kaptırmıştı ki, sadece bakmıştı. Sonra
belinden tutup, Bahar'ı koltuktan kaldırdı. Yarrağı
içinde olduğu halde dönerek koltuğa kendisi oturdu, kucağına
aldığı Bahar'ın, bacaklarını açtığında
gözlerime inanamadım. Nazmi yarrağını Bahar'ın
amına değil, arka deliğine sokmuş, kızı götten
sikiyordu!
Nazmi bana söz vermişti, Bahar'ı götten
sikmeyeceğine dair, ama sözünde durmamıştı. Kısa bir
şaşkınlıktan sonra, "Naptın aşkım! Söz
vermiştin ama!" diye sitemde bulundum. Nazmi ise, "Napayım
aşkım, dayanamadım işte, çok güzel götü var!" deyip, pişmiş
kelle gibi sırıtıyordu. Bahar'ın yerinde olmak istemezdim. Şimdilik
olanların farkında değildi, ama kendine geldiğinde ne tepki
vereceğini ben bile bilmiyordum. Ben bunları düşünürken, Kemal'in,
"Dur ortak, şunun tadına biraz da ben bakayım!" demesi, bu
işin kolay kolay bitmeyeceğini gösteriyordu. Bahar'ın durumu
canımı sıkmıştı, ama elimden bir şey
gelmiyordu. Sıfır kilometrede olan bakire göt deliğinin
yerinde, artık yeller esiyordu. Küçücük göt deliği büyümüş,
kocaman olmuştu. O küçücük deliğe, kocaman yarrağın ilk nasıl
girdiğini görmek isterdim ama, ne yazık ki o şansı
kaybetmiştim.
Nazmi, "Bir dakika kanka, boşalmak
üzereyim!" dedi, ayağa kalkarak Bahar'ı koltuğa
yatırdı. Bacaklarını
alttan bastırarak yanlara doğru gerdi. Götü kabak gibi ortaya
çıkarken, Bahar iki büklüm olmuştu. Kalçaların küçük olması
yarrağı daha büyük gösteriyordu. Nazmi, Bahar'ın götünü sikerken
adeta yaylanıyordu. Kocaman yarrak, bir görünüyor bir kayboluyordu. Bu
durum uzun süredir devam ederken, Nazmi kendinden geçmiş gibiydi, alnından
akan terler, Bahar'ın üzerine damlıyordu. Kocaman
yarrağını dibine kadar sokuyordu. Hatta öylesine sert vuruyordu ki,
Bahar'ın götünden 'Cork curk!' gibi sesler çıkıyordu.
Hareketlerinden boşalmak
üzere olduğunu anladım. Öyle hızlı sokuyordu ki, neredeyse
götünü yırtacaktı. Sanki
yarrak, daha da kalınlaşmış büyümüştü. Damarlara
yığılan kan, yarrağı patlatacakmış gibi
şişirmişti. Bu darbeler karşısında, Bahar'ın
göt deliği iyice genişlemişti. Zevkten dört köşe olan
Nazmi, Bahar'ı düşünecek durumda değildi. Nazmi'nin
boşalacağını anlayan Kemal, götüne boşalmamasını
istedi. Nazmi önce bana doğru baktı, sonra Kemal'e, "Tamam ortak!"
dedi. Nazmi geri çekildiğinde, Bahar birkaç kez osurdu. Bahar'ın arkasında
kocaman bir boşluk oluşmuş, götünün içi görünüyordu. Büzüğünün
ağız kısmı morarmış, içi
kıpkırmızıydı.
Nazmi, Bahar'ın bacaklarını
tutmasını söyleyerek, Bahar'ı Kemal'e teslim etti. Sonra benim
oturduğum koltuğa doğru yöneldi ve sert bir ifadeyle bana, "Aç
ağzını!" dedi. Bahar'ın götünden çıkardığı
yarrağını ağzıma vermek istiyordu. Ben şaşkın
bir şekilde kendisine bakarken, "Açsana ağzını!" diye
tekrarladı. "Ama aşkıım..." dediğimde, başımdan
tutarak, "Götünü siktiğimin orospusu, aç ağzını!" diye
bağırdı. Doğrusu incinmiştim. Yarrağının
kocaman kafasını dudaklarıma bastırmaya başladı. Ağzıma
almak istemediğim halde, yarrağı ağzıma girmişti
bile. Kendimi çok kötü hissediyordum. Midem altüst olmuş, neredeyse kusmak
üzereydim. Güçlü elleriyle saçlarımı tuttuğu için,
kımıldayamıyordum. Kocaman yarrak boğazıma kadar
dayanmıştı.
Gözlerimden akan yaşar, Nazmi'yi insafa getirmedi. Durumuma aldırmadan acımasızca sokuyordu.
Dudaklarımdan akan tükrük salyaları, boynuma doğru
akıyordu. Birkaç dakikadır devam eden bu işkence, şimdi
dahada sertleşmişti. Nazmi şimdi daha hızlı hareket
ediyordu. Hareketleri daha da hızlandı ve böğürmeye
başladı. İşte tam da o sırada
fışkırdığını hissetim. İstemeden de
olsa yutkunurken, yarrağından fışkıran döller gırtlağımdan
mideme akıyordu. Boşalma anı devam ederken,
başımı bırakmamıştı. Ağzımdaki
yarrak yavaş yavaş yumuşamaya başladığında, geri
çekilerek ağzımdan çıktı. Bitmeyecek
sandığım bu işkence, artık bitmişti. Derin bir nefes
alarak arkama yaslandım. Ağzımda ekşimsi bir tat, midemde
ise kabarma vardı. Kusmak üzere olduğumu hissettim ve banyoya koştum.
Bir müddet lavaboda kaldım. "Öğğğğ,
ööğğ!" seslerim banyoda yankılanırken, kusmuş
rahatlamıştım. Bütün bunları hakettiğimi
düşünüyordum. Kocam bana bu tür muameleyi asla yapmazdı. Ama Nazmi
gibi birinden bunu beklemek saflık olurdu. Buraya gelirken, güzel bir gün
geçireceğimi ummuştum. Oysa şimdi, incinmiş ve
aşağılanmıştım. Burdan bir an önce gitmek
istiyordum. Yüzümü yıkayıp temizlendikten sonra salona doğru
yürüdüm. Kemal'le Nazmi başbaşa vermiş kahkaha
atıyorlardı. Ne konuştuklarını dinlemek için
kapıya doğru yaklaştım. Bahar hakkında
konuştuklarını duydum. Kemal, "Kocasını aldatmak
neymiş gördü orospu! Bu götle, kocasına bir ay boyunca yaklaşamaz!"
diyordu. Nazmi ise, "Biliyor musun ortak, daha önce götten
yapmamıştı. Siz koridorda sevişirken, küçücük deliğe
sokmak için anam ağladı. Hayatımda bu kadar dar göt deliği
sikmemiştim!" derken, ikisi de hallerinden oldukça memnundu.
Ayağımdaki terliklerin ses çıkarmasını
sağlayarak geldiğimi belli etmek istedim. Beni duyduklarında
sohbeti kestiler. İçeri girdiğimde gözüm Bahar'a
takıldı. Perişan bir halde, yüzüstü yatıyordu. Nazmi'nin
yüzüne bile bakmıyordum. Bir an önce burdan gitmek istiyordum. Baygın
halde yatan Bahar'ı koltuktan kaldırıp, kendine gelmesi için banyoya
taşıdım. Bahar gerçekten ufak tefek bir kadındı. Üzerindekileri
çıkarıp küvetin içine soktum. Duşu açıp yıkamaya
başladım. Bacaklarının arasını yıkarken
gözüm amına takıldı, ağız kısmı
kızarmış, dudakları da şişmişti. Daha sonra
kalçalarını yıkarken, göt deliğinin durumuna
üzüldüm. Durumu hiçte iç açıcı değildi. Deliğin
ağız kısmı, şişe ağzı gibi açık duruyordu.
Elimle yokladığımda, iki parmağım rahatlıkla
içine giriyordu.
Bahar'ı yıkayıp, her yerini temizledikten
sonra küvetten çıkardım. Havluya sarıp yatak odasına
taşıdım. Yatağa yatırıp, iyice kuruladıktan
sonra elbiselerini tek tek giydirdim. Eteği az buruşmuştu, ama önemli
değildi. Tekrar salona dönüp, iççamaşırlarımızı
aldım. Bahar'a Tangasını giydirirken, amının götünün
gerçekte nekadar perişan durumda olduğunu daha net gördüm. Hatta büzüğünün
ağız kısmını yırtılmıştı. Pişmanlık
duyuyordum, ama böyle olacağını ben de tahmin edememiştim.
O sırada Nazmi geldi, kapıdan, "Ufaklık
ne durumda?" diye sordu. Yüzüne bakmadan, "Uyuyor!" deyince, "İstersen sen
de uzan, dinlen biraz!" deyip gitti. Bahar baygın gibi uyuyordu, uyanmasını
beklemekten başka çarem yoktu. Ben de yanına uzanıp, kendisine
sarıldım. Bir müddet sonra içim geçmiş, uyumuşum. Aradan ne
kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum, Bahar'ın
ağladığını duyup uyandım. Bana öyle bir
baktı ki, bakışları ok gibi kalbime saplandı. Bahar'ın
saçlarını okşayarak, "Yemin ederim Bahar, böyle
olacağını bilmiyordum!" dedim, üzgün olduğumu söyledim,
kendisinden defalarca özür diledim. Ama Bahar, "Ben şimdi ne
yapacağım abla? Kocam anlarsa ne yaparım ben?" diyor, hüngür hüngür
ağlıyordu. Bahar'a, "Üzme kendini, bir yolunu buluruz!"
diyordum, ama bu kolay olacak mıydı, doğrusu ben de bilmiyordum...
[Nesrin]
Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi!
Tüm Bölümleri
|