Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi! (24) (Nesrin 37 Y., İstanbul)
Nagihan'la aramda
son yaşananların üzerinden birkaç gün geçmişti. Markette
alışveriş yaparken Nagihan'ı düşünüyordum. Arkamdan
birisi, "Merhaba!" deyince irkilerek kafamı çevirdim.
Mobilyacı Ayhan'dı bu. Telaşla etrafa bakındım ve
"Ne var, ne istiyorsun?" dedim. Ayhan, "Sizden çok
hoşlanıyorum!" dedi. Sağa sola birdaha baktım ve
"Sen ne söylediğinin farkında mısın?" dedim.
Ayhan,
"İnanın, nereye baksam sizi görüyorum. O kadar güzelsiniz ki, sizden
kendimi alamadığım gibi hep aklımdasınız. Lütfen
bana bir şans verin!" dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Ayhan,
"İnanın, size zarar verecek hiçbir şey yapmam. Sizden
istediğim, bu şansı bana vermeniz! Lütfen!" derken
gözlerimin içine yalvarırcasına bakıyordu. İstemeden de
olsa vücut ateşimin yükseldiğini hissettim, bu durumdan
etkilemiştim. Yine de ona, evli olduğumu, böye bir şeyin asla
olamayacağını söyledim. Ama Ayhan, kendisinin de evli olduğun,
bunun önemi olmadığını, benden
hoşlanığını söylüyordu ısrarla...
Bu konuşma
bende tedirginlik yaratmıştı, "Biri görmeden lütfen
gidin!" dedim. Ayhan, "Sizi anlıyorum, ama telefonla da olsa
sizinle konuşmama izin verin! Lütfen!" diye ısrar ediyordu. Daha
önce verdiği telefon numarasını attığımı
söyledim. Cebinden çıkardığı bir kartı uzatarak,
"Numaram burda yazılı, çaldırmanız yeterli!"
dedi. Kendisine, "Yanlış anlama, ama sadece konuşmak için
alıyorum!" dedim. Ayhan, "Teşekkür ederim!" deyip
hızla yanımdan uzaklaşırken arkasından baktım.
Doğrusu fena birine benzemiyordu. Marketteki işimi bitirip
sokağa girdiğimde görünürlerde kimse yoktu. Yoluma devam ederek
binaya girdim...
Aldığım
yiyecekleri dolaplara yerleştirdikten sonra koltuğa uzandım.
Eteğim belime kadar sıyrılmış, bacaklarım yanlara
doğru gerilmişti. Külotumu yokladığımda
ıslanmış olduğunu farkettim. Elimi külotumun içine soktum,
içimden (Yarak kokusu almış bu!) diye geçirdim. Bu durumdayken
boşalmadan kendime gelemezdim. Amımı parmaklamaya
başladım. Klitorisimin hassas ucu birkaç saniyede iyice
şişmişti. Zevk dalgası tüm bedenimi sarmaya başlarken
aklıma Nazmi geldi. Şu an yanımda olsa neler vermezdim, neler!
Bir an hayallere daldım ve zangır zangır titremeye,
ardından da kasılmaya başladım.
"Oooğğğğhhh!" diye böğürdüm. Kaslarım
kasılırken şiddetli bir şekilde boşalıyordum.
Saniyelerce boşaldıkça boşaldım. Amımdan akan sular
koltuğu bile ıslatmıştı. Nazmi'yi hayal edip
boşalmak büyük zevk vermişti...
Islak
külotumu kirli sepetine attım ve temiz bir külot giydim. Sonra da
ocağa çay suyu koydum. Hava güzeldi, balkonda çay keyfi yapmak
istiyordum... Çay demlenirken kapının zili çaldı. Gidip
baktım, Nagihan gelmişti. Sevinçle kapıyı açtım,
"Gel kız, kaynanan seviyormuş, çay demledim, birlikte
içeriz!" diyerek içeriye buyur ettim. Çaydanlığı ve
bardakları alıp balkona çıktık...
Yerdeki minderlerin
üzerine karşılıklı oturup, sırtımızı
duvara dayadık. Çaylarımızı içerken tebessümle birbirimizi
izliyorduk. Nagihan gözlerini zaman zaman benden
kaçırıyordu. "Ne oldu kız, benden utanıyor musun?" diye takıldım. Nagihan, "Yoo, neden
utanayım ki!" dedi. Ben de, "Hadi hadii, bu
bakışları iyi bilirim ben!" dedim. Nagihan
başını öne eğerek derin bir nefes aldı. Sonra
kısa bir sessizlik oldu...
Nagihan sonunda
çekingen bir edayla ağzındaki baklayı çıkardı,
"Ogün bana birşeyler anlatmıştın ya,
gerçek miydi?" diye sordu. "Ne anlatmıştım ki?"
diyerek hatırlamamışım gibi bir tavır
takındım. Nagihan, "Hani büyük yaraklı erkeklerden
falan bahsetmiştin ya!" dedi. "Eee?" dedim. Nagihan,
"İzlediğimiz filimden bahsetmiyorum, gerçekten öyle büyük
yarağı olan birini gördün mü hiç?" diye sorunca kahkahayla
gülmeye başladım. Nagihan utanmıştı. Fazla
utandırmamak için, "Gördüm tabii! Sadece görmekle kalmadım,
sikiştim de!" dedim ve Nazmi'yle olan ilişkimden bahsettim.
Nagihan, "Gerçek mi söylüyorsun?" deyince, "Kız yoksa sen
de mi Nazmi'yle sikişmek istiyorsun?" diye takıldım. Yüzü
renkten renge girmişti. Titrek bir sesle, "Ne alakası var
şimdi, sadece merak ettim işte!" dedi.
Üzerine
gidiyordum. "Söylesene kız, nesini merak ettin?" dedim. Nagihan,
"Şey yani, ne bileyim işte, okadar büyük olunca acı
vermiyor mu? Ne hissediyorsun?" dedi. Ben de, "Acısı kimin
umrunda kız! Düşünsene, amına kocaman bir yarrak girmiş,
sonra hızlı bir şekilde ileri geri hareket ediyor. Tabii
zorlanıyorsun, ama bir müddet sonra alışıyorsun! Sikmeye
devam etmesi için yalvarırken, (Ohhh, harika, sik beni, sik,
hızlııı, daha hızlıı!) diye
bağırıyorsun. Sonra zevkten kasılmaya
başlıyorsun, inanılmaz bir zevkle boşalırken
işte o an dünyanın en mutlu kadını sensin sanıyorsun!
Böyle bir duygu işte!" dedim. Nagihan'ın sesi soluğu
kesilmiş, sanki nefes almıyordu.
Nagihan'ı
iyice azdırmak için, "Bir zamanlar kocamdan başkasını
bilmezdim. Ne zamanki Nazmi ile tanıştım, her hafta onunla olmak
istiyordum. Bana kadınlığımı hissettiriyordu. Her
salı evine gitmeye başladım. Sabah 10:00'dan akşamın
beşine kadar saatlerce sevişiyorduk. İlk gün amım günlerce
sızlamıştı. Nazmi boşalmak nedir bilmiyordu ki,
yakışıklı olduğu kadar güçlüydü de, bir
kadını nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyordu. Neler
yapmadık ki, neler!" diye anlatıyordum. Nagihan o
sırada elini eteğin üstüne koymuş, güya bana belli etmeden
amını okşuyor ve devam etmem için yalvarır gibi gözlerime
bakıyordu.
"Biliyor musun
Nagihan, arkadan bile yapıyorduk!" dediğimde, Nagihan,
"Şaka yapıyorsun, götten mi sikiyordu yani?" dedi.
"Evet, yemin ederim kız!" dedim. Nagihan merakla,
"Acımıyor mu?" dedi. "Elbette ilk siktiğinde
acımıştı. Yarağının hepsini birden götüme
soktuğunda kazığa geçmiş gibi hissetmiştim kendimi.
Yarım saat boyunca götümü sikmiş, deliğimi kocaman etmişti.
Ogün eve dönerken yürümekte zorlanıyordum, ayaklarım
uyuşmuş gibiydi. Her buluşmamızda götümü sikmeye devam
etti. Daha sonra ben de alıştım tabii!" dedim.
Nagihan, "Götten yapmak çok günah, bunu bilmiyor musun?" dedi.
"Elbette biliyorum, ama o anda bunları düşünecek durumda
olmuyorsun ki!" dedim.
Güneş balkonu
iyiden iyiye ısıtmaya başlamıştı. Nagihan'ın
da sırları varmı acaba diye düşünüyordum. "Kız
Nagihan, hep ben anlattım, sen de anlatsana!" dedim. Nagihan,
"Ne anlatayım ki?" dedi. "Anlat işte, ne bileyim,
bunca yıldır başından hiç mi birşey geçmedi?" diye
sordum. Yüzündeki ifadeden birşeyler yaşadığını
anlayabiliyordum. İtiraf etmek istiyordu, ama bir türlü cesaret edemiyordu.
"Hadi ama Nagihan! Bak ben anlattım, sen de anlat!" diyerek ikna
etmeye çalışıyordum.
Nagihan,
"Şey ben... bilemiyorum ya..." diye geçiştirdi. "Anlat
kız! Şurda biz bizeyiz!" dedim. Nagihan, "Burası çok
sıcak!" dedi. Konuyu değiştirmek istiyordu. "Boş
ver sıcaklığı, anlat kız!" diye ısrar
edince, Nagihan birkaç yıl önce başından bir olayın
geçtiğini söyledi. Kocasından kalan arsanın tapu
işlemlerini halletmek için Ankara'ya gitmiş.
Kocasının amcası Faruk'un evinde birkaç gün kalması
gerekiyormuş. İşte ne olduysa orda olmuş...
Nagihan,
"Faruk amca, aklı başında, edepli, çok iyi bir
insandı. Karısı Nurten de ondan aşağı
kalmazdı. Ama oğulları Okan onlara hiç benzemiyordu. İçine
kapanık, odasından çıkmayan, bilgisayar hastası bir tip
işte. Bana ilk gün sadece hoş geldin demiş, başkada tek
kelime etmemişti. O gün sabah erkenden kalkıp, akşama kadar tapu
işleriyle uğraştım. Tapu dairesi, emlakçı,
sigortacı koşturdum durdum. Bütün bunları yaparken heryere
yürüyerek gidip geldim. Akşam olduğunda öyle yorulmuştum ki,
ayakta duracak halim yoktu. Gece saat 22:00 gibi yatmaya bana ayrılan odaya
gittim. Faruk amcalar da yatmıştı. O gece karışık
rüyalar görerek sabahı ettim. Sabah uyandığımda
amımın üzeri yapış yapıştı. Korku ve
heyecanla külodumu indirip baktığımda nedenini
anladım!" dedi.
"Nedeni neydi
kız?" dedim. "Ne olacak, erkeklik menisi işte!" dedi.
"Kız, yoksa Faruk amca mı?" dedim. Nagihan, "Kimin
yaptığını bilmiyordum. Hem utanıyordum, hemde
korkuyordum. Uzun süre ağladım. Üzüntüden yataktan
çıkamıyordum. Nurten yenge odaya geldi, kahvaltı için
bekliyorlarmış. Giyinip yanlarına gittim. Masada Nurten yenge
ile Faruk amca vardı. Faruk amcanın böyle bir şey
yapacağına ihtimal veremiyordum. Geriye bir tek oğulları Okan
kalmıştı. Okan ise sabah erkenden çıkıp gitmişti.
Faruk amacaya ve Nurten ablaya söyleyemezdim, Okan böyle böyle yaptı
diye..." deyip, derin bir nefes aldı.
"Akşam
bir fırsatını bulup Okan'ın odasına daldım.
Bilgisayarla ilgileniyordu. Öyle sinirliydim ki, ağzını burnunu
kırabilirdim. Duyulmasın diye sessiz olmak zorundaydım.
Okan'ı anasına babasına şikayet etmekle tehdit ettim. Okan
gülmeye başladı, korkmuş gibi görünmüyordu. Bana, (Sen bilirsin!
Eğer anneme babama söylersen, ben de senin videonu pørnø sitelerine koyarım!) dedi.
Telefonunu göstererek, (Herşey bunda kayıtlı!) dedi ve bir
video açtı. Elinden telefonu aldığımda tepki bile
vermedi. Çektiklerini izlerken etmediğim küfür, okumadığım
lanet kalmadı..." dedi. "Ne çekmiş
kız?" diye sordum.
"Ben uyurken
gelmiş külotumu indirmiş, amımın götümün videosunu
çekmiş. Ardından da yapacağını yapmış!"
dedi. Ben merakla, "Ne yapmış kız? dedim. Nagihan,
"Anla işte, 31 çekip, amımın üzerine döllerini
attırmış!" deyince ben güldüm ve "Peki, bunlar olup
biterken anlamadım mı?" dedim. Nagihan, "Dedim ya,
karışık rüyalar gördüm, ama anlamadım işte!" dedi.
"Ee,
sonra?" dedim. "Çektiklerini sildim hemen. Ama bunu önemsemedi bile,
başka bir yerlerde kopyalarının olduğunu söyleyip gülmeye
başladı. Başım dertteydi ve ne yapacağımı
bilmiyordum. İşlerim henüz bitmemişti, iki gün daha Ankara'da
kalmak zorundaydım ve gidecek başka yerim de yoktu. Okan'a yalvarmama
rağmen bir sonuç elde edemiyordum. Çektiklerini pørnø sitelerine
koymakla tehdit edip, beni sikmek istiyordu. Çaresizce kabul ettim. Hem o gece,
hemde ertesi gece sikti beni!" dedi.
"Eee,
nasıl verdin ona? İyi sikebildi mi bari?" dedim.
"Işıkları yakmadan, karanlık odada
yapacağını yapıyordu!" dedi. Ben de, "Desene
amın bayram etti!" dedim. Nagihan, "Yok bee!" deyince,
"Ne yani, zevk almadın mı?" dedim. Nagihan, "Ne zevki
yaa, bir an önce işini bitirip üstümden kalkmasını
istiyordum!" dedi. "Manyaksın kızım sen! Madem ki
böyle bir şeye izin verdin, bari zevk almaya baksaydın ya!"
dedim. Nagihan, "Amımı yalamak istedi, ama ben izin
vermedim!" dedi.
Nagihan'ın
anlattığı bu hikayeden sonra, "Ama sikilmek çok güzel, öyle
değil mi Nagihan? Artık sana iyi bir sikici bulmam lazım! Ne
dersin?" dedim. Nagihan, "Manyaksın sen yaa!" diyerek
güldü, belli ki hoşuna gitmişti bu söylediğim. Laf oraya
gelmişken, "Kız, cidden sikilmek istemez misin?" dedim.
Nagihan başını sağa sola çevirerek, "Hayır!"
dedi. Ama çaresizliği yüzünden okunuyordu. "Sende bu kafa varken çok
beklersin! Her neyse, şimdilik boş verelim bunları!" deyip
bacağına dokundum. Bir müddet birbirimize baktık...
Bacaklarını
okşamaya çalışırken ürperir gibi oldu, ama itiraz etmedi.
Yavaş yavaş eteğinin altına doğru
ilerledim. Eteğini sıyırdığımda yüzündeki
pembelik fazlalaşmıştı. İri bacakları pamuk gibi
yumuşacıktı. Süt beyaz baldırını okşarken
gözlerimin içine bakıyordu. Yavaş yavaş iç kısımlara
doğru yöneldim. Baldırını hamur gibi
yoğururken avucum doluyordu. Biraz daha derinlere gittim ve
aniden amını avuçladım! Nagihan, "Ihhh!" diye
inledi. Bacaklarıyla elimi sıkıştırıyordu.
"Rahat ol kız!" dedim, külotunun üzerinden bir müddet devam
ettim. Sonra külotun içine daldırdım elimi. İyice
sulanmış etli amı avucumu dolduruyordu...
Bacakları
yanlara doğru devrilmeye başladı. Başının
arkasına minder koyarak sırtüstü yatırdım Nagihan'ı. Ama
külotu çıkarmak istediğimde, "Yapma lütfen!" diyerek
karşı çıktı. Rahat olmasını söyleyerek ikna
etmeyi başardım ve külotunu çıkardım. Amından
sızan sular külotu ıslatmıştı. Göstermek
istemediği amı artık karşımdaydı. Ağda
yapmış, kaymak gibi tertemiz olmuştu. "Ooo, çok güzel
görünüyor!" dediğimde, tebessüm etti. Dizlerinden tutarak, bacaklarını
yanlara doğru açtım, ne var ne yok artık görmek istiyordum. Kapalıyken
çizgi halinde görünen am, bacaklar açıldığında içini gösterdi.
Bacaklarının arasından gelen sıcaklık oldukça
fazlaydı, deyim yerindeyse, amı cayır cayır yanıyordu...
Klitorisine
dokunduğumda, "Ihhhh!" diye mırıldandı. Başparmağımla,
küçük küçük dairecikler çizerek klitorisini okşarken, diğer
parmaklarımı amına sokmaya çalışıyordum. Nagihan
kıvranıyordu, ama git gele başlamıştım bile. Bir,
iki, üç derken, dört parmağım da amının içine giriyordu. Zorlasam
kolum bile girerdi, ama buna gerek yoktu. Balkonda rahat değildik, "Hadi
içeri geçelim!" diyerek üzerinden çekildim. Kolundan tutarak, "Hadi
gel!" dedim. Kaldırdım ve yatak odasına doğru
sürükledim. İtiraz bile etmedi. İtaat etmesi hoşuma gidiyordu...
Yatak odasına
girdiğimizde, "Üzerindekileri çıkarsana kız!" dedim.
Birşey demeden bakıyordu. Önce gömleğini, sonra eteğini
ve sütyenini çıkardım. Yatağın üzerine doğru ittim. Sırtüstü
yatağa uzanmıştı. Şaşkın
şaşkın yüzüme bakıyordu. Ben de üzerimdekileri
çıkarıp yanına uzandım. Süt beyaz bedeni hoşuma gidiyordu.
Memeleri oldukça diriydiler, ellerimin arasında olmalarını
istiyordum. Önce birini, sonra diğerini kavradım. Alttan tutarak
yukarı doğru sıkıştırmaya başladım. Nefes
alışı değişmeye başlamıştı, göğüs
kafesi inip kalkıyordu. Memelerini hamur gibi yoğurmaya
başladım. Nagihan'ın hoşuna gidiyordu...
Bir elimi
bacaklarının arasına soktum. Amını
avuçladığımda vıcık vıcık olmuştu.
Kılsız amı sabun gibi kayıyordu. Amını
okşamaya, parmaklarımı içine sokmaya başladım. İçi
ateş gibi yanıyordu. İnanılmaz şekilde
sıcacıktı. Baş parmağımla klitorisini
okşarken, diğerleriyle git gel yapıyordum. Bir elimle sol
memesini okşayıp, aynı zamanda da öpüyordum. Memesini öpüp
yalarken Nagihan kendinden geçiyordu. Bir müddet uclarını
yaladım, ardından emmeye başladım. Bu durum
ikimizi de coşturmuştu. Nagihan, "Mmmmhh!" diye
inliyordu. Ama boşalmasını istemiyordum. "Sakın
boşalma!" diye ikaz ediyordum...
Memelerini
bırakarak ayak dibine indim. Bacaklarını dizlerinden tutup
yukarı doğru kaldırdım. Sonra da yanlara doğru gerdim.
Bacaklar Pergel gibi açılmıştı. Amcığı tüm
ihtişamıyla meydandaydı. Klitorisi şişmiş,
fındık kadar olmuştu. Amının ağız
kısmında ise pembemsi bir kızarıklık vardı. Tertemiz
amı masum görünüyordu. Gergin bacaklar amının deliğini de iyice
açmıştı. Yıllardır koca yüzü görmemişti, nasıl
oluyordu da bu hale gelmişti, aklım almıyordu. Hırpalandığı
bal gibi ortadaydı. Böyle bir amı ancak Eşek yarağı
gibi bir yarak doyurabilirdi. Bunları düşünürken birden aklıma
Villadan yürüttüğüm plastik yarak geldi...
"Nagihan bugün
sana bir hediyem var kız!" dedim. Nagihan merakla, "Ne
hediyesi?" dedi. Kalktım, eşyaların arasında
sakladığım plastik yarağı çıkardım ve ani bir
dönüşle, "Ta-Ta-Taa-Tataaa!" diyerek Nagihan'a gösterdim. Nagihan
gördüğü şey karşısında şaşırmış,
boğazı kurumuş gibi yutkunamıyordu. Dili tutulmuş bir
şekilde elimdekine bakıyordu sadece. "Nasıl? Beğendin mi?"
dedim. Nagihan yattığı yerden doğrulup, elimdekine
dikkatlice baktı. "Al kız, tam da seninkine göre!" dedim. Ne
demek istediğimi anlamamıştı. İkinci kez, "Alsana
kız!" deyip eline verdiğimde Nagihan heyecandan titriyordu. Boğazı
kurumuş derin derin soluyordu. "Bu, bu... inanılmaz bir şey
yaa!" dedi. Böyle bir şeyin varlığı kendisini
heyecanlandırmıştı. "Beğendin mi?" diye tekrar
sorduğumda, "Eveeet!" dedi.
"Çok
tatlı görünüyor, öyle değil mi?" dedim. Nagihan, "Şeyy,
bilmem ki, gerçek gibi görünüyor!" dedi. "Denemek ister misin?" dediğimde
yüzüme tuhaf tuhaf baktı. Gerçi isteyip istemesi o kadar önemli
değildi, zaten öylesine söylemiştim, istesede istemesede amına
sokacaktım. Yatağın üzerine çıkıp, tekrar
bacaklarının arasına uzandım. Amından gelen koku
hoşuma gidiyordu. Öpüp koklamaya, ardından da dillemeye
başladım. Bir kadın olarak am yalamak hoşuma gidiyordu. Yalamak
için harika bir amı vardı. Dolgun amı, etli küçük dudakları,
fındık gibi şişmiş klitorisi ile böyle bir
amı yalamak herkese nasıp olmazdı...
Amının ağız
kısmını uzun süre yaladıktan sonra klitorisine yöneldim.
Şişmiş olan klitorisi dudaklarımın arasına
aldım, dudaklarımla sıkıştırıp emmeye
başladım. Dudaklarımın arasındaki
şişkinliği içime çekerken göz ucuyla da Nagihan'a
bakıyordum. Halen elindeki yarağı inceliyordu. "Kız ne
bakıyorsun, yarağı ağzına al, yala!" dediğimde
yalamaya çalıştı. Ama başı kalın olduğu
için ağzına sığmıyordu. Yarağın gövdesini
yalamakla meşguldü...
Benim de yalanmaya
ihtiyacım vardı. Ters dönerek 69 pozisyonunda üzerine geçtim, amımı
Nagihan'a sundum ve amını yalamaya devam ettim. Nagihan, "Immmmh!
Immhhh!" diye kıvranıyordu. Aynı şekilde onun da beni yalamasını
emmesini istiyordum. Amım tam ağzına gelecek şekilde
üzerine oturdum, artık onun da birşeyler yapması gerekiyordu. Amımın
dudaları Nagihan'ın dudaklarıyla bütünleşmişti. Başımı
arkaya doğru çevirip elimi uzattım ve elindeki yarağı
aldım. Amımdan akan sular ağzını burnunu
kaygnlaştırmıştı. Nagihan amımı yalamıyordu,
ama am suyumu kendisine yediriyordum. Nagihan ise benden berbat durumdaydı,
amından akan sular çarşafa kadar inmişti. Buna birde benim
yalamam eklenince bacaklarının arasını sular seller götürmüştü...
Yarağı
gövdesinden tutarak, amının küçük dudakları arasına
yerleştirdiğimde Nagihan irkildi. Yarağın gövdesini
amının yarığına boylu boyunca sürtmeye
başladım. Bacakları yavaş yavaş gevşerken,
Nagihan artık kendini kasmıyordu. Bacaklarını koltuk
altlarıma sıkıştırdım ve bir müddet daha yarakla
fırça çektim. Artık zamanı gelmişti. Gergin am dudaklarının
arasına yarağın kafasını ayarladım. Zorlamaya
başlayınca, Nagihan, "Dur yapma!" diyerek engel olmaya
çalıştı. İçimden, (Orospuya bak hele, amı folluk
olmuş bundan korkuyor!) diye geçirip, "Korkma kız! Ben bunu götüme
alıyorum, sen amına mı alamayacaksın!" dedim.
Yarağın kafası
içine girmiş ve kocaman kafa amının dudaklarını iyice
germişti. Nagihan, "Lütfen yapma!" diye
bağırırken, "Merak etme kız, birazdan
alışırsın!" diyerek teselli veriyordum. Kafası girdikten
sonra gövdesi de amına kaymaya başladı. Yarıdan
fazlası girdiğinde. yavaş yavaş ileri geri oynatmaya
başladım. Birkaç gitgelden sonra kayganlaşan gövde daha rahat
hareket etmeye başlamıştı. Küçük am dudakları
sıkışmış, eziliyordu. Ben bastırdıkça yarak derinlere
doğru ilerliyordu. Yarısını anca alır diye
düşünürken, 25 cm'lık yarak sonuna kadar girmişti. Nagihan'ın
amı benimkinden daha derindi. "Kız Nagihan, amın ne kadar
derinmiş, hepsini aldın!" diye takıldım...
Bir müddet yarağı
hareket ettirmedim ve başımı çevirip, "Kız sen de
birşeyler yapsana!" dedim. Nagihan'ın sesi soluğu çıkmayınca,
"Kız, bütün deliklerim senin! Parmak mı sokarsın, yalar mısın,
birşeyler yap!" diye çıkıştım ve amımı
ağzına bastırdım. Kalçalarımı oynatıp, amımı
ağzına burnuna sürtmeye başladım. Nagihan istemese bile
amımı yalamak zorunda kalıyordu. Tekrar amına döndüm, yarağı
dibinden tuttup yavaş yavaş ileri geri oynatmaya başladım. Birkaç
hareketten sonra amı alışmaya başlamıştı. Hareketlerim
gittikçe hızlanıyordu. Kocaman yarak bir kayboluyor bir
görünüyordu. Nagihan kurtulmak ister gibi debelenirken gittikçe
hızlandım. Çok bilmiş Nagihan'ı parçalamak istiyordum.
Yarağın
gövdesi amının suyu yüzünden köpük köpük olmuştu. Yarağı
ileri geri hızla sokup çıkarıyordum. O esnada amından 'Zart,
Zurt' diye osurur gibi hava çıkıyordu. Nagihan ohluyor pohluyor,
kıvrandıkça kıvranıyordu. Yarağı dibine kadar
sokup amının tabanına iniyordum. Dibe vuran yarak Nagihan'ı
zıplatırken, Nagihan da amımı yalamaya
çalışıyordu. Bu duruma daha fazla dayanamadım,
kasıklarımı saran zevk dalgası dışarı
doğru hücüm etmeye başladı. Ben boşalırken daha da
hızlandım. Kendi amıma sokar gibi hızlı bir
şekilde hareket ettiriyordum yarağı Nagihan'ın amında...
Orgazm olurken,
"Ohhhh!" diye inledim. Aynı şekilde Nagihan da
böğürmeye başlamıştı. Zevkten mi yoksa
zorlandığından mı belli olmuyordu. Nagihan az sora, "Ağğğhh!
Iğğğhhh! Oğğğhhh!" diye inleyerek
boşalmaya başlamışken cevabı da
almıştım. Titriyordu, kaskatı kesilmiş gibi
kasılıyordu. Yüzüne baktım, yüzü kıpkırmızı
olmuştu. Dudaklarını ısırıyordu...
Yarağı amından
çektiğimde yine osurur gibi hava geldi. Amının etrafı
kızarmış, ağız kısmı ise kapanmıyordu. Bugün
olanlar unutulacak şeyler değildi. İkimiz de
boşalmış, terden sırılsıklam olmuştuk. Üzerinden
çekilip yana devrildim. İkimiz de yorulmuştuk. Nagihan sırtüstü
uzanmış, tavana bakıyordu. Bir müddet sessiz şekilde
uzandık. Biraz dinlendikten sonra yerimden kalktım, "Ben banyoya
giriyorum!" diyerek odadan çıktım...
Duşumu
aldıktan sonra havluyla odaya döndüm. Nagihan elbiselerini giymiş,
başörtüsünü de takmıştı. Gitmek ister gibi bir hali
vardı, gözlerini benden kaçırıyordu. Belli ki utanıyordu. Yatağın
üzerindeki yarağa gözü kayınca, "Kız Nagihan, artık
senin de bir kocan var! Kocanın yarağını beğendin
mi?" diye takıldım. Nagihan birşey demedi, ama yinede
tebessüm etti. Sonra da, "Ben gitsem iyi olacak, çok geç oldu!" dedi.
"Dur kız, hemen kaçma!" dedim. Vücudumu havluyla kuruladıktan
sonra salona geçtik. Nagihan önde ben arkada yürürken
yalpaladığını fark ettim. "Ne o kız, kalçaların
yaylanıyor!" dedim. Nagihan dönerek, "Amım
sızlıyor kız!" diyerek gülümsedi. Gitmek için kapıya
yönelince, "Dur kız, oturalım işte, bir çay daha demlerim hemen!" dedim.
Nagihan, "Böyle
cenabet durmak istemiyorum!" dedi. "Kız birşey
olmaz!" dediysem de gitmekte kararlı görünüyordu. "İyi
tamam tamam, biraz laflayalım gidersin!" dediğimde, "Hadi,
iki dakika oturayım!" dedi. Oturduk. Nagihana, "Bak Nagihan, konuştuklarımızın,
yaptıklarımızın hepsi aramızda kalır, bu konuda
çekinmene gerek yok, biz arkadaşız ve her konuda bana güvenebilirsin,
benim sana güvendiğim gibi senin de bana güvenmeni istiyorum!" dediğimde,
Nagihan gayet ciddi bir şekilde, "Tabii ki güveniyorum!" dedi.
Nagihan'a
takılmak için, "Kız, sende de ne büyük am varmış, koca
yarağı sonuna kadar aldın ya!" dediğimde, Nagihan, "Sen
kendi götüne bak hele! Seni de götten iyi sikmişler!" diyerek gülmeye
başladı. Ben de, "Hadi ben götten yemeye
alışmışım, sana bir sikici bulursam bakalım sen
ne yapacaksın! O küçücük göt deliğin varken seni kimse amdan
sikmez!" deyip güldüm. Nagihan, "Götten vermem ki! Üstelik çok günah!"
dedi. Ben de, "Senin verip vermemenle olmuyor ki, ne edip yapıp kandırıp
sikiyorlar götünü!" dedim.
Sonra da, "Söylesene
kız, yıllardır sikişmediğin halde okadar büyük yarağı
nasıl alıyorsun amına?" diye sordum. Nagihan bu soruma
cevap vermemek için mırın kırın ettiyse de, ısrarıma
dayanamadı. "Bir ara bunalıma girdim. O dönem ne bulursam
amıma sokuyordum. Salatalık, patlıcan, kabak... hatta deodorant
kutusu bile sokuyordum!" deyince, "Kız, kendine bir sikici bulsaydın
ya!" dedim. Elbette böyle birşey yapamazdı, Nagihan muhafazakar
biriydi ve böyle birşeyin günah olduğuna inanıyordu. Ayrıca
dul olduğu için de dikkatlı olmak zorundaydı. Nagihanı tanıdım
tanıyalı evden dışarı adım atmak istemezdi. Kendini
taşımasını biliyordu...
Nagihan saate bakıp, "İkindiyi
geçirmek istemiyorum, daha yıkanmam lazım, gitsem iyi olacak!"
dedi. Kendisine hak vererek evine uğurladım...
[Nesrin]
Kocamı Aldatmak Aklımın Ucundan Geçmezdi!
Tüm Bölümleri
|